Bölgemizde meydana gelen büyük depremde onbinlerce insanımız vefat etmiş, on binlerce yaralı, geride kalanlarda piskolojik yıkım, travma ve yürek yakan acılı hikayeler...
Ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinden, dost düşman demeden yardıma koşan, yardım gönderen vicdanlı insanların duruşunu saygıyla ve hürmetle anıyor Allah onlara acı vermesin. Asla unutulmayacaklardir.
Ancak her ortamda ve zamanda ekranlarda boy gösterip depremde sesi soluğu kesilen, acılarımıza ortak olmayan, yanıbaşımızda görmediğimiz birileri vardı: SENDİKALAR...
Evet ben görmedim, duymadım ve hissetmedim onların varlığını. Konuştuğum çoğu kişi de ayni fikirde.
Şunu yaptılar inkar etmemek lazım; bir ekiple yereldeki yönetimlerini ziyaret edip başsağlığı dilediler, fotoğraf çekip paylaştılar. Belki birkaç tır yardım ve bir miktar para da deprem bölgesine gönderdiler ama sendikalar sadece bunu mu yapar ya da bunu mu yapmalı?
Hayır bunu iş adamları, yardım kuruluşları ve devlet de fazlasıyla yapti yapiyor.
Memur ve işçi sendikalarının bu zor süreçte maalesef gerekli duyarlılığı, çalışmayı yapmadılar, yapamamışlar enkazın altında kalmışlardır.
Sendikalar neler yapabilirdi:
Deprem olduktan sonra Türkiye'nin her ilinde, ilçesinde şube veya temsilcilikleri olan ve güçlü olduklarını her daim üyelerinin yanında olduklarını iddia eden bu sendikalar bu gücünü enkaz altında günlerce kalan, yardım çığlıkları atan, inleyen insanları kurtarmak için ekranlara çıkıp en yüksek sesle kurtarma ekiplerini, iş makinalarını, araç gereçleri yönlendirmek için var güçleriyle çalıştılar mi?
İşçi veya memur sendikalari, depremde vefat eden üyesi için, vefat eden yüzlerce üyenin ailesi için, yaralı olan yüzlerce yaralı üyeleri için arayıp, ziyaret edip yanında olduklarını gösterebildiler mi?
Acılı ailelerin elinden tutup, gözlerinin içine bakıp o acıyı paylaştıklarını aktarabildiler mi?
Sendikalar, bireyin hakkını korumak için mücadele eder denilir. Depremden sonra işini kaybeden, işten atılan üyeyi sorup işe alınması için mücadele ettiler mi? Patronların insafına bırakılan işçilerin ne durumda olduğunu merak ettiler mi?
Canını kurtarıp ailesiyle il dışına bilmediği bir şehre sığınan, yuvasız yurtsuz kalan vicdansız ev sahiplerinin insafına bırakılmış ailelerin kaçına yuva buldular ya da oldular?
Psikolojileri altüst olan çocuklara yetişkinlere yönelik herhangi bir önlem aldılar mi bir eylemde bulundular mı?
Şehirler yeniden inşa edilirken imar ve inşa ile ilgili hiç fikir üretiler mi? uzmanlardan oluşan şehir planlayıcısı, mimar ve mühendislerden oluşan komisyon kurup çalıştaylar yapıp rapor hazırlayıp yetkililere sundular mi? Baskı oluşturup yapılan yanlışlar karşısında set olabildiler mi?
Bundan sonraki depremlerin büyük yıkımlara yol açmaması için belediyelerin, şirketlerin, müteahhitlerin, çevre şehirciliğin alması gereken tedbirleri gözünün içine sokarcasina acımasızca eleştirip alternatif sistemler üzerinde kafa yordular mi?
Memurun, işçinin tayin ve barınma ihtiyacı için neler yapilabilirin derdini taşıyıp gerekli girişimlerde bulundular mi?
Maalesef...